16 Ekim 2009 Cuma

Ben Ayıları Severim

Ayı deyip geçmeyin, hayvanlar âleminin ağır abisidir. Onlar, kendi başlarının çaresine bakmasını bilir. Öyle küçücük bir ceylanın peşinde üçü, beşi birden koşturup etrafını sararak ya da pusu falan kurarak avlanmazlar. Allah ne verdiyse geçinip giderler. İllaki öldürme gibi bir eğilimleri de yoktur. Meyve, balık, çeşitli otlar ve bal yiyerek açlığını yatıştırır.
Aslanların dişileri avlanır, erkekleri gider büyük dilimi kapar. Ayılar ise dişilerine bakar, hele hamilelik döneminde ise adeta üstüne titrer. Aslanın ise umurunda bile değildir.
Dedik ya harbi hayvandır diye. Zorda kalsa dahi yanına arkadaş çağırmaz, dikilecekse dikilir. Öyle fazla bir hırsızlığı falan da yoktur. Biraz bal aşırır, hepsi o. Çakalları sevmezler; sırnaşıktır çakallar, kovarsın gitmez, malına avına ortak olurlar, rahat bırakmazlar. Ayılar insanlardan uzak durmasını bilir. Çünkü pek güvenilir bulmazlar bizi. Çok çektirmiştir insanoğlu ayılara. Bakın aşağıdaki hareketlerin hiçbirini ayılar yapmaz.
Çevrecidirler de öyle kafayı çekip bira şişelerini denize atmazlar. Yürürken yollara tükürmez, sokaklara çöp atmazlar. Trafikte kırmızı ışıkta geçme gibi olasılıktan uzaktırlar. Ormanlarını ise hiç mi hiç yakmazlar. Yolda kadına kıza laf atma gibi alışkanlıkları olmadığı gibi, asla dedikodu yapmazlar. İşine hile, aşına haram, aşklarına ise günah katmazlar. Arkadaşını ise asla satmazlar. Bütün bunları biz insanlar yaparız da, neden yapanlara “vay ayı vay “ deyip, zavallı ayıları suçlarımıza ortak ederiz.
Kim bilir, kıskandık mı acaba onları? Bu yüzden mi bu kadar iftira attık. Baksanıza eskiler neler demiş; sevmedikleri birileri için, ayıdan post, falancadan dost olmaz. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek, Ne demekse? Aç ayı oynamaz demekle karşımızdakine neyi anlatmak isteriz.
Onları küçükken yakalayıp sirklerde oynatırız. Bateri çalar, ön ayakların üzerinde hamuta kalkar, incecik bir telin üzerinde bisiklete binerler. Çocuklarımız çılgınca alkışlarlar onları.
Ya şansı tutmayan ayıcıksa burnunda halka ile sokaklarda bilmem kaç defa bayılır, ucu çivili bir sopa ile itelene, itelene taklit eder hamamda bayılan kocakarıyı.
Eğer bir gün ormanda özgür bir ayı görürseniz kulak kabartıp dinleyin, şarkı söylediğini duyacaksınız.
Zaten ayının bildiği 10 tane şarkı varmış, 10’u da armut üstüneymiş.
(7 Temmuz 2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder