(Eh, buyur sormazsan darılırım vallahi...)
Televizyonda zaman, zaman izlersiniz. Muhabir arkadaşlar yolunda giden vatandaşı çevirir ve sanki kaçıyordu yakaladık havası ile başlar sormaya;
— Sokaktaki adama sorduk ve bakın, sokaktaki insanımız ne diyor?
Kardeşim, sokaktaki insana niçin soruyorsun? Soracak başka bir mercii yok mu? Buldun gariban vatandaşı at bakalım ateşe. Bak, mikrofona nasıl bakıyor. Nefes alışı sıklaştı, kaşları çatıldı. Sokaktaki adam ne demek? Avare, avare dolaşan mı? Ha, söyle bakalım ne demek şimdi bu? Sokaktaki adam; bu sokaktaki adam lafına çok ama çok bozulur. O boş biri olmadığını, ülke gündemini takip ettiğini göstermek ister ve adeta gürler.
Üç, beş saniye durur ve soluklanır. Etraftan onay bekler ve insanlarda uyandırdığı merakı kontrol eder. Eh, bu zamanda kolay mı yetkiliye seslenmek... Yani, bir anda
Adamın adı Yetkin midir acaba?
O zaman sokaktaki adamın adı da muhakkak Seçkin olmalı, öyle değil mi?
Sorulmak için seçildi ya yüzlerce kişi arasından. Peki, bu muhabir de bu kadar yetki var mı? Önüne gelene soru soruyor. Sokaktaki adama niye soruyor. Adam bir şey mi biliyor? Öyle kolay kolay sormazlar adama, vardır bir şey canım. Adamın sokakta olması bir tesadüf mü? Yetkiliye seslenmek bir şifre midir? Bu devirde kim kime yetki verir? “Yetki verilmez alınır” derseniz sonu ne olur? Kolum nerden aldın sen bu zinciri, olur.
Beyaz Saray, beyazlar için mi yapıldı? Obama oraya girebilir mi? Zor girer. Girerse ne olur? Obama Beşiktaşlı olur. Delikanlı adam renkli takım tutmaz. Hadi diyelim ki girdi, muhakkak Maccabi Tel Aviv tarafından elenir.
Yetkililere buradan sesleniyorum, konu ile ilgili olarak, bu güne kadar hiçbir yetkili cevap vermedi. Canın sağ olsun., fazla üsteleme .Bak, futbolcu kardeşler bile ne diyor? “Bundan sonra önümüzdeki maça bakacağız” diyorlar. Peki, ben ne diyorum? Hiç zırvalıyorum. Tarihte yedi, sekiz Hasan Paşa vardır; bilir misiniz? Ben bilmem ama adam haddini biliyormuş. Yedi, sekiz onun için yeterliymiş. Şimdilerde böyle kanaatkâr adamlar var mıdır? Yok, ne gezer? En az % 10 ile %20. Hadi, hadi çamur atma millete, şimdilerde maksat ayağın alışsın hesabına getirerek % 8’e yapanı var. Uzatma da kurtul şu kuruntularından.
Şşşşt, alo sokaktaki adam; oradan zırt, pırt soru sorma be kardeşim, piyasayı yükseltiyorsun. Yatır üstüne düşen aidatı, çekil kenara bekle. Üç vakte kadar işin olmazsa o zaman seslen yetkililere. Barack Obama Amerika’ya Başkan olursa; benden de İsrail’e başkan olur. Ya, biz hiç siyasete bulaşmasak da avcı fıkrası mı yazsak? Daha iyi olur gibi geliyor. Olur olur, zaten siyasetin içinde yeterince yetkili var. Tamam, yazıyı bir sonlandıralım artık. Yetkili kızıyor. Ulan, yazımız yayınlansın diye ısmarlamadığımız yemek kalmadı editöre. Hoşça kalın.
(20 Ekim 2008)
16 Ekim 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder