(True Lies)
Yazının başlığı bir filmden alındı. Yaşamımızda olmadık işlerle karşılaşırız. Hani biri vardır, bizi çok sevdiğini söyler ama gerçek öyle midir? Bir süre sonra sevilmediğinizi anlayıverirsiniz. Basında da günlük olarak sık rastladığımız işlerdir bunlar. İşte bakın;
Ulusal Basından:
Beşiktaş Kulübü Başkanı Sayın DEMİRÖREN, “Evet biz teknik direktörümüzün sonuna kadar arkasındayız, Yönetimimiz ile birlikte Sayın Ertuğrul Sağlam’a güvenimizi sunduk, Kendisi ile birlikte yola devam edeceğiz.
Bir hafta sonra;
—Ben, diğer üç teknik direktör gibi gönderilmeyi beklemeyeceğim. Adam gibi geldim adam gibi giderim.
Yerel Basından;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir TOPBAŞ Silivrimizde yaptığı bir konuşmada aynen şöyle diyor.
—Biz Sayın Belediye Başkanımız Hüseyin TURAN’dan çok memnunuz Büyükşehir olarak sonuna kadar arkasındayız ve destekçisiyiz. Yola kendisi ile devam etmek niyetindeyiz.
Biz ne diyebiliriz ki? Allah Ertuğrul Sağlam ile kaderlerini bir etmesin.
-.-
Önce Yerel Basından:
CHP İlçe Başkanımız Abdullah Yıldırım: Biz ilçe yönetimi olarak başkan aday adaylarımıza mesafeliyiz.( Haklı Başkan, dirsek teması da bir mesafedir ) Merkezin göstereceği adayı sonuna kadar destekleyeceğiz. İlçe yönetimimiz bunun üzerinde hassasiyetle durmaktadır.
Sonra Ulusal Basından:
—CHP’de yerel seçimlerde üç adayın yeri garanti olduğu söylenmektedir. İstanbul; Kadıköy Selami ÖZTÜRK, Avcılar, Mustafa DEĞİRMENCİ, Silivri, Selami DEĞİRMENCİ.
Sonra tekrar Yerel Basından:
Silivri İlçe Yönetimi ve Belediye başkan aday adayları (İkisi hariç, biri yeni evlendi gidemedi. Birine de haber verdiler mi vermediler mi bilemem. ) Ankara’da grup toplantısına katıldılar. Yerel basın da bizzat ve yakinen takip etti toplantıyı. Toplantının sonucundan çıkan netice;
Hep bir ağızdan:
—Ya kardeşim, yok böyle bir şey; İlçe yönetimi bize kimi önerirse adayımızı öyle belirleyeceğiz dediler.
— Ya şey ne dedi, duydun mu; biz sonuna kadar ilçe yönetiminin arkasındayız, dedi. Çalışmalarımızı birlikte yürütüyoruz.
—Sen, onu bırak, asıl şey nasıl konuştu? Biz sizinle birlikteyiz dedi, değil mi? Söylesene sende oradaydın.
—Ya sahi, asıl olan biz kaç kişiyiz?
—Beyler bir dakika lütfen! Bakın lütfen diyorum beni bir dinleyin. Evet, ben bu konuyu bizzat Genel Başkanımızla baş başa konuştum. Böyle bir şey yok, bizim için İlçe yönetiminin alacağı karar önemli ve bu karara saygılıyız.
—Ağabey kim dedi bunu?
—Genel Başkanımız.
—Hadi ya! Gazeteye girin bari manşetten.
—Girilsin değil mi?
—Gazeteye mi? Ama ağabey sen genel başkanla hiç görüşmedin ki?
—Sen sus, kapa çeneni.
İşte böyle sevgili okurlar gerçekler ve yalanlar birbirine girmiş bir şekilde hayat devam eder gider. Önemli olan senin hangisini nasıl kabul edeceğindir. Kabul edemediğin gerçeklere isyan edip; yalanların peşinden gittiğini anladığında, dilerim dönüş için geç kalmamış olursun.
Neyin gerçek, neyin yalan olduğunu anlama ve anlatma yarışına öyle kaptırmışsın ki kendini farkında olmadan AKP’ye yapılan bu katkılarla, siz daha çoook, iktidar olmayı beklersiniz.
(6 Kasım 2008)
16 Ekim 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder