16 Ekim 2009 Cuma

Çorba Parası

Tavuk suyuna çorba; ne zaman nezle grip olsak büyüklerimiz hemencecik “Dur ben şimdi sana bir tavuk suyuna bir çorba yapayım şöyle bol limonlu, içince bir şeyciğin kalmaz” derken doğal antibiyotiğimizi tarif ederlerdi. Bin bir çeşidi olup, yüzlerce ülkenin mutfağında yer alır. Canı çektiğinde insanın “Şimdi olsa kâsesine yüz milyon veririm” dediği, bazılarının da fazlasını bile verdiği. Her derde devadır çorba, göze fer’dir, mideye ciladır çorba. Sosyetenin mutfağından, garibanın sofrasına kadar her zaman kendine yer bulan asil yemek çorba.
Gelin görün ki bu asil yemek dünyanın en pespaye, en utanılacak işinin kriptosu oluverdi. Rüşvetin, avantanın, şifresi oldu çorba.

Diyelim ki komşu ülkenin karayollarında trafikte seyrediyorsun arkanda bir ses:

— Komşi vire bir çorba parası.

İşportacı “Ağabey, şimdi bayram ya! Bırak da çorbamıza bakalım. Size de bir çorba çıkarırız. Diyerek yılışır.

Kapkaççı çete reisi, cepten arar yakın arkadaşını: “Ağabey yol var mı bize? Bu akşam Çorbaya Çıkıyoruz”.

Okul önünü mekân tutup öğrenci peşinde gezerken yakalanan uyuşturucu satıcısı polislerin arasından kameraya “ne yapalım Çorbamızın Peşindeyiz” diye sırıtır.

Adamın siyaset anlayışına bakın: “Ağabey yıllarca ilkeli çalıştık da ne oldu? Kim kıymetimizi bildi? Yok arkadaş, bundan böyle ben de çorbayı kovalayacağım”.

Kamyoncu yola çıkarken arkadaşı uyarır: “Paranı bozdurmayı unutma! Çorba paralarını ayır.”

Bir de başkentin çorbacıları vardır; bunlar, ikinci üçüncü hatta beşinci altıncı katta mekân tutmuşlardır. Şık döşenmiş bürolarında otururken iş takibi yaparlar birden telefonları çalar ve çorba düşkünü ağabeyleri sorar: Çorbayı kaynattınız mı? Buyur gel ağabey çorba hazır.

Çorbayı kaynatmada usta oldukları gibi, başkasının adına çorbayı indirme konusunda da deneyimli usta çorbacılar vardır. İtina ile çalışan bu müstesna kişiler her işe atlamazlar ve uyarıda da bulunurlar “Boş ver ağabey, bu iş çorba! Değmez” diyerek işin kalitesi hakkında sizi uyarırlar.

Bazılarını ekranlarda izlersiniz. Onları milyar dolarlık ihaleleri ve Yurdumun trilyonluk arazilerini pazarlarken görürsünüz. Gözünüzün içine bakarak “Çorbada tuzumuz olsun istedik” derken “Ben çorbayım” diyene bir avuç tuzla koştuklarını anlarsın.

Haykırmak, bağırmak isterimde sesim düğümlenir boğazıma.

Ne çorbası be kardeşim, seninki resmen kuzu kapama

Şifre ÇORBA değil mi? Çorbacı.
(19 Ağustos 2008)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder